Platon Ve Aristoteles Hangi Akımı Savunmuştur ?

Emre

New member
Platon ve Aristoteles’in Felsefi Akımları

Giriş

Platon ve Aristoteles, Antik Yunan felsefesinin en önemli filozofları arasında yer alır ve her biri, farklı felsefi akımların temellerini atmış, dönemin düşünsel yapısını şekillendirmiştir. Platon, idealizm akımını savunmuş ve felsefi anlayışını idealar dünyasına dayandırmıştır. Aristoteles ise realizm ve ampirizm gibi akımları benimsemiş, bilginin elde edilmesi sürecinde deneyim ve gözlemin önemli olduğunu vurgulamıştır. Bu makalede, her iki filozofun savunduğu felsefi akımların temel özelliklerine, birbirlerinden nasıl ayrıldıklarına ve günümüz felsefesine etkilerine odaklanılacaktır.

Platon’un Savunduğu Akım: İdealizm

Platon, felsefesinde idealizmi savunmuş ve gerçekliğin sadece maddi dünyada değil, aynı zamanda soyut bir ideal dünyada var olduğunu ileri sürmüştür. Platon’un felsefesinde "İdealar Dünya"sı, maddi dünyanın ötesinde var olan ve gerçek anlamda var olan, değişmeyen, mükemmel formlar ya da idealarla doludur. Platon, dünyadaki her nesnenin, ideal bir formunun olduğunu ve gerçek anlamda bu formun sadece idealar dünyasında bulunduğunu savunmuştur. Ona göre, insanın duyusal algıları yanıltıcıdır ve gerçek bilgiye ancak akıl yoluyla ulaşılabilir.

Platon, “Efsanevi Mağara Alegorisi” ile bu anlayışı açıklar. Mağarada zincire vurulmuş insanlar, duvarlara yansıyan gölgeleri gerçek olarak kabul ederler. Ancak bir kişi zincirlerinden kurtulup dışarı çıktığında, gerçek dünyanın ışığına ulaşır ve yalnızca gerçek bilgiye sahip olur. Bu alegori, Platon’un duyusal dünyayı gerçeğin yansıması olarak gördüğünü ve gerçek bilgiye ancak akıl yoluyla ulaşılabileceğini anlatır.

Platon’a göre, bilginin kaynağı idealar dünyasıdır ve gerçek bilgi, ideal formlar ile doğrudan ilişkilidir. Dünyadaki nesneler sadece bu formların eksik ve değişken yansımalarıdır. Bu nedenle, Platon'un felsefesi, maddi dünyayı ve duyusal algıları reddeder, ancak ideal bir gerçekliğe ulaşmak için akıl ve düşünceyi kullanmayı önerir.

Aristoteles’in Savunduğu Akım: Realizm ve Ampirizm

Aristoteles, Platon’un idealizm anlayışını reddederek daha somut bir yaklaşım benimsemiştir. Aristoteles’in savunduğu akım realizm ve ampirizmdir. O, gerçekliğin ve bilginin, doğrudan deneyim ve gözlem yoluyla edinilebileceğini savunmuştur. Aristoteles’e göre, her şey doğada var olan bir gerçekliği yansıtır ve bu gerçeklik, bireysel nesnelerde mevcuttur. Bu nedenle, Platon’un ideal formlarına karşılık, Aristoteles somut dünyayı, fiziksel varlıkları esas alarak felsefesini geliştirmiştir.

Aristoteles’in “Metafizik” adlı eserinde, varlıkların doğasına dair derinlemesine bir inceleme bulunur. Aristoteles, Platon’dan farklı olarak, form ve maddeyi birbirinden ayırmaz. Her şeyin bir formu ve maddesi olduğunu kabul eder ve bunların bir arada varlık gösterdiğini savunur. Aristoteles, "gerçeklik" anlayışında soyut formları değil, somut varlıkları esas alır. Formlar, her bir nesnenin özüyle ilişkilidir ve bu yüzden bir nesnenin gerçekliği, onun somut varlık olarak varlığını sürdüren formu ile belirlenir.

Aristoteles’in felsefesinin temelinde, bilginin elde edilmesi süreci önemli bir yer tutar. Ona göre, bilgi duyularla başlar ve akıl, duyusal verilerden anlam çıkararak doğru bilgiye ulaşabilir. Bu bakış açısı, Platon’un teorilerinin aksine, doğrudan gözlem ve deneyimin önemini vurgular.

Platon ve Aristoteles Arasındaki Farklar

Platon ve Aristoteles arasındaki en büyük fark, onların gerçeklik anlayışlarında yatar. Platon, gerçekliği soyut idealar dünyasında ararken, Aristoteles gerçekliğin somut nesnelerde var olduğunu savunur. Platon’a göre, maddi dünya kusurludur ve sadece ideal formlar, gerçek ve mükemmel olanı yansıtır. Aristoteles ise, maddi dünyanın ve doğanın gerçeklik olduğunu ve doğru bilgiye ancak gözlem ve deneyim yoluyla ulaşılabileceğini savunur.

Bir diğer önemli fark ise, bilgiye ulaşma yollarıdır. Platon, bilgiye akıl yoluyla ve soyut düşüncelerle ulaşılabileceğini savunurken, Aristoteles bilgiye duyusal algılar ve deneyimlerle ulaşılabileceğini ileri sürer. Bu iki düşünür, insanın bilgi edinme süreçleri üzerine farklı anlayışlar geliştirmiştir.

Günümüz Felsefesine Etkileri

Platon ve Aristoteles’in savunduğu akımlar, günümüz felsefesini derinden etkilemiştir. Platon’un idealizmi, özellikle Almanya’daki idealist filozofları etkilemiş ve Hegel gibi düşünürlerin felsefi sistemlerini şekillendirmiştir. Ayrıca, Platon’un felsefesinde akıl ve mantık, bilimsel düşüncenin temellerini atmış ve Orta Çağ felsefesinin temel yapı taşlarını oluşturmuştur.

Aristoteles’in realizm ve ampirizm anlayışı, modern bilimsel yöntemin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Aristoteles’in gözlemi ve deneyimi temel alan yaklaşımı, bilimsel araştırmaların da temelini oluşturmuştur. Ayrıca, onun etik anlayışı ve mantık konusundaki katkıları, günümüzde hala etkili olan birçok felsefi teorinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.

Sonuç

Platon ve Aristoteles, felsefi düşüncenin temellerini atmış iki önemli figürdür. Platon idealizmi savunarak, gerçekliğin maddi dünyadan öte bir dünyada var olduğuna inanmış, bilgiye ancak akıl yoluyla ulaşılabileceğini belirtmiştir. Aristoteles ise realizmi ve ampirizmi benimseyerek, bilginin duyusal gözlemler ve deneyimler yoluyla edinilmesi gerektiğini savunmuştur. Her iki filozof da felsefi düşüncenin temel yapı taşlarını oluşturmuş ve günümüz felsefesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.