Emre
New member
16-8-24 Gübresi Ne İşe Yarar? Bir İlişkiyi Kurtarır mı, Yoksa Domatesi mi Canlandırır?
Selam kıymetli forumdaşlar!
Bugün öyle bir konuyla geldim ki; ne tamamen tarım, ne tamamen psikoloji, ne de tamamen evlilik danışmanlığı... Ama biraz hepsi.
Konu: 16-8-24 gübresi!
Evet, bildiğiniz gibi bitkilere hayat veren o mucize karışım… ama gelin görün ki ben bu karışımı sadece domateslere değil, evliliğime bile uygulamayı düşündüm. Çünkü inanın bana, bazen bir saksı fesleğenle bir insan arasında çok da fark yok!
Şimdi bir düşünün: Erkekler çözüm odaklı, “Bu bitki niye soldu?” diye sorunca hemen analiz yapıyor. Kadınlarsa empatik yaklaşıyor: “Belki bitki ilgisizlikten soldu, belki sevgi eksikliği...”
İşte bu yazıda, 16-8-24’ü hem gübre olarak hem de bir ilişki metaforu olarak ele alacağız. Çünkü forumdaşlar, toprağı da aşkı da yanlış beslersen çorak kalır!
---
Bir Gün Bahçede Başlayan Aydınlanma
Geçen hafta bahçede elimde kürekle dolanıyorum.
Eşim Elif (evet, o yine hikâyede var), camdan seslendi:
“Ne yapıyorsun Mert, yine mi domateslerle konuşuyorsun?”
Dedim ki: “Yok hayatım, bu sefer onlarla tartışıyorum. Çünkü bu 16-8-24’ü anlamıyorlar!”
Elif güldü. “Belki de sen anlamıyorsundur.”
O an sustum. Çünkü Elif’in bu cümleleri hep bir yere varır.
Biraz düşündüm, ve fark ettim ki 16-8-24 gübresi aslında hayata dair büyük bir metafor.
Bir yanda 16 birim azot, diğer yanda 8 birim fosfor, en sonunda da 24 birim potasyum.
Yani bir nevi “denge üçlüsü.”
Biri büyüme için, biri güçlenme için, diğeri dayanıklılık için.
Tıpkı bir ilişkideki üçlü gibi:
İletişim (azot), güven (fosfor), sabır (potasyum).
---
Erkeklerin Gübresi: Sonuç Odaklılık
Forumdaşlar, itiraf edeyim: Biz erkekler “gübreyi verdim, tamamdır bu iş” kafasındayız.
Mert olarak ben de öyleydim.
Bitkiye su verdim mi? Verdik.
Gübreyi attım mı? Attım.
E o zaman niye soluyor bu bitki?
“Kesin markası kötüdür!” deriz hemen.
Halbuki Elif gelir, diz çöker, yapraklarına dokunur:
“Belki fazla gübre verdin Mert… bazen azı daha çoktur.”
İşte o anda kafamda ampul yandı.
Dedim ki, “Demek ki 16-8-24 sadece sayılar değil, aynı zamanda bir oran meselesi. Fazlası yakar, azı yetersiz kalır.”
Tıpkı ilişkilerdeki fazla ilgi – az özgürlük dengesi gibi.
Yani sevgili forumdaşlar, eğer sevgiliniz “biraz boğuldum” diyorsa, siz muhtemelen 24 potasyumu 48 yapmışsınızdır!
---
Kadınların Gübresi: Empati ve Sabır
Elif’in bitkilerle konuşma tarzı bambaşka.
Ben “Büyü artık!” diye seslenirken, o fısıldar:
“Senin köklerin güçlü, sadece zamana ihtiyacın var.”
Ben litreyle su dökerim, o spreyle nemlendirir.
Ben “Gübreyi bas!” derim, o “önce toprağın duygusunu hisset” der.
Ve garip bir şekilde, onun yetiştirdiği bitkiler hep daha yeşil çıkar!
Bir gün sordum, “Senin sırrın ne?”
“Bitkiyle konuşuyorum,” dedi.
Dedim “Ben de konuşuyorum!”
“Sen konuşuyorsun ama dinlemiyorsun,” dedi.
Forumdaşlar, o an içimden “potasyum gibi çarptı” derler ya, öyle oldum!
---
16-8-24: Hayatın Gizli Formülü
Şimdi teknik olarak konuşalım azıcık (sonuçta forumdayız, bilim de gerek):
- 16 Azot (N): Yaprak ve gövde gelişimini destekler. Bitkiye enerji verir.
→ İlişkide bu “motivasyon”dur. Günaydın mesajı, küçük bir iltifat, bir “seninle gurur duyuyorum” cümlesi.
- 8 Fosfor (P): Kökleri güçlendirir, dayanıklılığı artırır.
→ Bu “güven”dir. İlişki kök salmazsa, en küçük rüzgârda devrilir.
- 24 Potasyum (K): Meyve oluşumunu destekler.
→ Bu da “sabır”dır. Her şey hemen olmaz, bazen meyve vermek zaman alır.
Yani 16-8-24 gübresi sadece bitkiye değil, insan ilişkilerine de ders verir:
“Dengede kal, fazla verim hevesiyle kökü yakma!”
---
Forumdaşların Yoruma Davet Edildiği Kısım
Şimdi itiraf vakti!
Forumdaşlar, siz de bitkilerinize konuşuyor musunuz?
Ya da sevgilinize “şu fesleğen bile benden daha iyi anlıyor seni” dediğiniz oldu mu?
Mesela geçen gün Elif bana dedi ki:
“Bitkilere 16-8-24, bana ne veriyorsun?”
Dedim “Günde 2 kahve, 1 sarılma, 0 tartışma çabası.”
Cevap netti:
“Oran yanlış! 16 sevgi, 8 sabır, 24 ilgi olmalı.”
Forumda bu oranı dengeleyen var mı?
Yoksa hepimiz toprağı fazla sulayıp kökleri mi çürütüyoruz?
---
Sonuç: Gübreden Hayat Dersi
Özetle sevgili forumdaşlar,
16-8-24 gübresi bitkiye neyse, insan ilişkilerine de odur.
Biraz enerji, biraz destek, bolca denge.
Erkekler stratejiyle sularken, kadınlar duyguyla yeşertiyor.
Ve kabul edelim ki, en bereketli bahçeler her ikisinin elinin değdiği bahçelerdir.
Son söz:
Eğer ilişkiniz solmaya başlamışsa, hemen panik yapmayın.
Belki sadece toprağı havalandırmanız gerekiyordur.
Belki biraz gübre, biraz sevgi, biraz mizah yeter.
Ama sakın unutmayın…
Fazla potasyum, en iyi ilişkileri bile yakar!
---
Forumdaşlara Soru
Peki sizce 16-8-24 gübresi hayatın hangi alanında işe yarar?
Kimi sevgilisini, kimi patronunu, kimi domatesini yeşertmek için kullanır…
Yorumlarda anlatın bakalım, sizin “bitkiniz” hangisi?
Kim bilir, belki de forumun en iyi bahçıvanı sizsinizdir!
Selam kıymetli forumdaşlar!
Bugün öyle bir konuyla geldim ki; ne tamamen tarım, ne tamamen psikoloji, ne de tamamen evlilik danışmanlığı... Ama biraz hepsi.
Konu: 16-8-24 gübresi!
Evet, bildiğiniz gibi bitkilere hayat veren o mucize karışım… ama gelin görün ki ben bu karışımı sadece domateslere değil, evliliğime bile uygulamayı düşündüm. Çünkü inanın bana, bazen bir saksı fesleğenle bir insan arasında çok da fark yok!
Şimdi bir düşünün: Erkekler çözüm odaklı, “Bu bitki niye soldu?” diye sorunca hemen analiz yapıyor. Kadınlarsa empatik yaklaşıyor: “Belki bitki ilgisizlikten soldu, belki sevgi eksikliği...”
İşte bu yazıda, 16-8-24’ü hem gübre olarak hem de bir ilişki metaforu olarak ele alacağız. Çünkü forumdaşlar, toprağı da aşkı da yanlış beslersen çorak kalır!
---
Bir Gün Bahçede Başlayan Aydınlanma
Geçen hafta bahçede elimde kürekle dolanıyorum.
Eşim Elif (evet, o yine hikâyede var), camdan seslendi:
“Ne yapıyorsun Mert, yine mi domateslerle konuşuyorsun?”
Dedim ki: “Yok hayatım, bu sefer onlarla tartışıyorum. Çünkü bu 16-8-24’ü anlamıyorlar!”
Elif güldü. “Belki de sen anlamıyorsundur.”
O an sustum. Çünkü Elif’in bu cümleleri hep bir yere varır.
Biraz düşündüm, ve fark ettim ki 16-8-24 gübresi aslında hayata dair büyük bir metafor.
Bir yanda 16 birim azot, diğer yanda 8 birim fosfor, en sonunda da 24 birim potasyum.
Yani bir nevi “denge üçlüsü.”
Biri büyüme için, biri güçlenme için, diğeri dayanıklılık için.
Tıpkı bir ilişkideki üçlü gibi:
İletişim (azot), güven (fosfor), sabır (potasyum).
---
Erkeklerin Gübresi: Sonuç Odaklılık
Forumdaşlar, itiraf edeyim: Biz erkekler “gübreyi verdim, tamamdır bu iş” kafasındayız.
Mert olarak ben de öyleydim.
Bitkiye su verdim mi? Verdik.
Gübreyi attım mı? Attım.
E o zaman niye soluyor bu bitki?
“Kesin markası kötüdür!” deriz hemen.
Halbuki Elif gelir, diz çöker, yapraklarına dokunur:
“Belki fazla gübre verdin Mert… bazen azı daha çoktur.”
İşte o anda kafamda ampul yandı.
Dedim ki, “Demek ki 16-8-24 sadece sayılar değil, aynı zamanda bir oran meselesi. Fazlası yakar, azı yetersiz kalır.”
Tıpkı ilişkilerdeki fazla ilgi – az özgürlük dengesi gibi.
Yani sevgili forumdaşlar, eğer sevgiliniz “biraz boğuldum” diyorsa, siz muhtemelen 24 potasyumu 48 yapmışsınızdır!
---
Kadınların Gübresi: Empati ve Sabır
Elif’in bitkilerle konuşma tarzı bambaşka.
Ben “Büyü artık!” diye seslenirken, o fısıldar:
“Senin köklerin güçlü, sadece zamana ihtiyacın var.”
Ben litreyle su dökerim, o spreyle nemlendirir.
Ben “Gübreyi bas!” derim, o “önce toprağın duygusunu hisset” der.
Ve garip bir şekilde, onun yetiştirdiği bitkiler hep daha yeşil çıkar!
Bir gün sordum, “Senin sırrın ne?”
“Bitkiyle konuşuyorum,” dedi.
Dedim “Ben de konuşuyorum!”
“Sen konuşuyorsun ama dinlemiyorsun,” dedi.
Forumdaşlar, o an içimden “potasyum gibi çarptı” derler ya, öyle oldum!
---
16-8-24: Hayatın Gizli Formülü
Şimdi teknik olarak konuşalım azıcık (sonuçta forumdayız, bilim de gerek):
- 16 Azot (N): Yaprak ve gövde gelişimini destekler. Bitkiye enerji verir.
→ İlişkide bu “motivasyon”dur. Günaydın mesajı, küçük bir iltifat, bir “seninle gurur duyuyorum” cümlesi.
- 8 Fosfor (P): Kökleri güçlendirir, dayanıklılığı artırır.
→ Bu “güven”dir. İlişki kök salmazsa, en küçük rüzgârda devrilir.
- 24 Potasyum (K): Meyve oluşumunu destekler.
→ Bu da “sabır”dır. Her şey hemen olmaz, bazen meyve vermek zaman alır.
Yani 16-8-24 gübresi sadece bitkiye değil, insan ilişkilerine de ders verir:
“Dengede kal, fazla verim hevesiyle kökü yakma!”
---
Forumdaşların Yoruma Davet Edildiği Kısım
Şimdi itiraf vakti!
Forumdaşlar, siz de bitkilerinize konuşuyor musunuz?
Ya da sevgilinize “şu fesleğen bile benden daha iyi anlıyor seni” dediğiniz oldu mu?
Mesela geçen gün Elif bana dedi ki:
“Bitkilere 16-8-24, bana ne veriyorsun?”
Dedim “Günde 2 kahve, 1 sarılma, 0 tartışma çabası.”
Cevap netti:
“Oran yanlış! 16 sevgi, 8 sabır, 24 ilgi olmalı.”
Forumda bu oranı dengeleyen var mı?
Yoksa hepimiz toprağı fazla sulayıp kökleri mi çürütüyoruz?
---
Sonuç: Gübreden Hayat Dersi
Özetle sevgili forumdaşlar,
16-8-24 gübresi bitkiye neyse, insan ilişkilerine de odur.
Biraz enerji, biraz destek, bolca denge.
Erkekler stratejiyle sularken, kadınlar duyguyla yeşertiyor.
Ve kabul edelim ki, en bereketli bahçeler her ikisinin elinin değdiği bahçelerdir.
Son söz:
Eğer ilişkiniz solmaya başlamışsa, hemen panik yapmayın.
Belki sadece toprağı havalandırmanız gerekiyordur.
Belki biraz gübre, biraz sevgi, biraz mizah yeter.
Ama sakın unutmayın…
Fazla potasyum, en iyi ilişkileri bile yakar!
---
Forumdaşlara Soru
Peki sizce 16-8-24 gübresi hayatın hangi alanında işe yarar?
Kimi sevgilisini, kimi patronunu, kimi domatesini yeşertmek için kullanır…
Yorumlarda anlatın bakalım, sizin “bitkiniz” hangisi?
Kim bilir, belki de forumun en iyi bahçıvanı sizsinizdir!
